Oğlum Musa’yı aşısız ve ilaçsız büyütmekte olduğumdan daha önce bahsetmiştim. Aşıların zararları ve nasıl kötü amaçlar için kullanıldığı hakkında sayfalarca yazı yazabilirim. Ancak buna vaktim olmadığı için size bu konuda benimde kaynak olarak kullandığım şu siteleri öneririm: Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta’nın aşılar hakkında yazıları, Kurtlarla koşan kadının aşı güncesi, Lilliputian, Çocuk aşılarının zorunlu olmasına hayır, Aşı yaptırmaya mecbur değilim .
Oğlum Musa’ya tüm bebekler doğduğunda rutin olarak yapılan K vitaminini ve hepatit B aşısını yaptırmadım. Doğar doğmaz bir acıyla karşılaşmamış oldu. Çok daha sakin bir bebek oldu. Sonuçta onların iğneye değil sevgi, şefkate ihtiyaçları var. Bu bebeği tamamen organik yetiştirmek istiyordum. Vücuduna gereksiz yere ilaçlar kullanmayı, gereksiz müdahalelerde bulunmayı istemiyordum. İkizleri antibiyotiksiz ve ilaçsız büyütmüştüm. Bu bebekte bir üst seviyeye çıkmalıydım. Ve Musa bebek hem ilaçsız hem de aşısız büyümeliydi.
Modern tıp yaklaşımı olarak yenidoğanda göbek bakımı için alkollü mikrop öldürücüler ya da kuvvetli dezenfektan kullanimi çok yaygın. Fakat bu gibi ilaçlar ortamdaki tüm bakterileri öldürüp doğal florayı bozarlar ve böylece yara iyileşmesini geciktirirler. Bunun sonucunda da göbeğin iyileşmesi gecikir ve anneler bu yüzden bir sürü strese girerler “neden bebeğimin göbeği bir türlü düşmüyor”, diye. Oysa ki bütüncül tıp yaklaşımı içerisinde doğal gelişime savaş açmadan, ona destek olarak, vücudun iyileşme mekanizmalarını çalıştırarak iyileşmesini sağlamak çok daha kolaydır. Yani kavga etmeden güzellikle :)
Eve dönerken Musa’nın göbeğine dezenfektan sürmem için sıkı sıkı tembihlenmiştim Ebe tarafından. Ancak Eve geldikten sonra Musa’nın göbeğine çörekotu yağı sürmeye başladım. Çörekotu antibakteriyel özellikleri ve yara iyileştirici özellikleri nedeniyle ilk tercihim oldu. Ayrıca yağlı olduğu için yıkadığımızda da göbeğe suyun ulaşmasını engelleyecekti. Biz göbeğin düşmesini beklemeden bebeği yıkamaya başladık. Göbek 6. günde düştü. Bir yara kapandı ve akşamında diğer bir yara açıldı. Göbek yarası iyileşince, ardından sünnetini yaptırdık. Çok acısız oldu ve çabuk iyileşti sünnet yarası da. Bebeklerin bu dönemde hücre gelişimi hızlı olduğu ve sinirleri o kadar gelişmemiş olduğu için minimum acıyla hızlı bir şekilde iyileşiyorlar.
Önceki çocuklarımda Rahmetli kayınvalidem tereyağı sürerdi göbeklerine. Trabzon Çaykara bölgesinde bu tip bir uygulama mevcut. Bu şekilde bebeği yıkarken suyun göbek yarasına ulaşması engelleniyor. Bana çörekotu yağının sürmesi daha kolay geldi. Damlalıkla göbeğe hergün bir damla damlattım ve göbek vaktinde düşmüş oldu.
Yine dünyadaki örneklere baktığımızda; biberiye, altınbaşak kökü, aynısafa, karakafes otu kökü, ekinezya kökü tozlarının da göbek yarasını iyileştirmek için kullanıldığını görmekteyiz.
Eskiden ülkemizde de göbek için göbek tozu, yara tozu denen bir bitkinin “Lycopodium clavatum” tozu kullanılıyordu. Bu da çok güzel kuruyup düşmesini sağlıyordu. Ayrıca bebeğin karnının doymasının da göbeğin kolayca düşmesini sağladığı, halk hekimliğindeki bilgilerden bir tanesi. Sizin yörenizde bebeğin göbeğinin düşmesi için ne gibi doğal yöntemler kullanılıyor? Bu yazının altında sizin yörenizde kullanılan doğal yöntemleri paylaşabilirsiniz.
Merhaba,
aşı yaptırmak istemediğinizde bir sorunla karşılaştınız mı ?
Nasıl bir yol izlediniz ?
Merhaba Sema Hanım. Gebeliğimde doktora gitmediğim için sağlık sisteminde kayıtlı değilim. Bunun için rahatsız etmediler. Ancak diğer arkadaşlarımın kapısına dayanıp hakları olmamasına rağmen bir sürü hakaret ve tehdit ettiler. Sanırım kağıt imzalatıyorlar sorumluluk size aittir diye. Şimdiye kadar mahkemenin örnek kararı vardı “ebeveyn istemiyorsa çocuğa zorla aşı yapılamaz” diye. Ancak şu sıra bir torba yasa geçiriyorlar ve zorla herkese aşı yapacaklar bundan böyle. Bunun için facebook’ta aşı karşıtı gruplara ve imza kampanyalarına katılabilirsiniz.
İnşaallah zorunlu hale getirmezler.
Bende sağlık ocağına kayıtlı değilim. Özel hastanede doğum yapacağım.
Bakalım ne olacak. Cevabınız için teşekkür ederim.
Sitenizde çok faydalı bilgiler var.
Allaha emanet olun.
İnşaallah olmaz. Allah hayırlı kolay doğumlar nasibetsin. Hoşgörüyle karşılayanlar ve zaten kendisi de çocuğuna aşı yaptırmayan pekçok sağlıkçı da var. Mahkeme gibi durumlarda facebook’taki gruplarda her türlü yardımcı yapan avukatlar da var haberiniz olsun. Aşıların içerisinde sağlığa zararlı birçok ağır metal, çeşitli hayvan dna’ları mevcut. Son tespit edilense kanser enzimleri oldu. Bunu bir doktor yaptığı çalışmalar sonucunda tespit etti. İnsanlardan alınan urları da ziyan etmeyip aşılara ekliyorlar sağolsunlar (?)