ömer’in maceraları

bu aralar oğlum ömer’den hiç bahsetmedim. yüreğim el vermedi. ömer’in çizdiği hayvancıkları ekleyerek o’nun hakkında birşeyler yazmak istedim. yukarıdaki çizimi ilk gördüğüm zaman su aygırını buradaki, fili buradaki çizimlerden olduğu için tanıdım. ömer’e “peki niye kuşu 4 ayaklı çizdin bakalım?” deyince ömer de “o kuş değil ki o ördek. kuşlar 2 ayaklı olur, ördekler 4″ deyiverdi. hazırcevaplılığına da bittim doğrusu :)

ömer’in en sevdiği arkadaşı amcasının oğlu ibrahim. ne hikmetse en çok kavga ettiği arkadaşı da o. geçen hafta ibrahim kütahya’ya gidince bizimki anladı kıymetini. “anne merdivenlerde ibrahim’in sesini duydum, anne ibrahimler gelmiş olabilir” diye bir hafta boyunca ağzından düşürmedi ibrahim’i, kapısına gidipte az zillerini çalmadı. neyseki dün ibrahim geldi de kavuştular çok şükür.

en sevdiği çizgi film aslan kral ve tarçın ve arkadaşları. aslan kral’ı kurban bayramı’ndan beri çevirip çevirip izliyoruz, artık ezberledik :)

en sevdiği oyuncağı kırmızı ağzını açmış su aygırı. bu çocuğun halen daha niye bu kadar su aygırını sevdiğini anlamış değilim. acaba çocuk uzmanları bu konuda ne diyor merak ediyorum :)

lunaparka gidince binmeyi en çok sevdiği oyuncak kırmızı helikopter. çarpışan arabayı çıkardığı kıvılcımlar yüzünden pek sevmedi.

1-2 ay öncesine kadar doğru dürüst sayıları yanyana dizip söyleyemediği halde bugünlerde 50′lerden bahsediyor. nasıl oldu anlamadım.

bir de geçenlerde bizi hayrete düşürmüştü ki onu hiç unutamam herhalde. her zaman aldığımız bir çocuk dergisinin bulmacasında çok muntazam yazılmış (solda) medine yazısını görünce hayretler içinde kaldık. görür görmez “acaba haberimiz olmadan ömer okuma-yazmayı mı öğrendi?” diye düşündük. dergiyi başka birinin eline alıp bulmacayı çözmediğine de eminim.babasıyla bir zaman hayretler içinde bulmacaya baktıktan sonra ömer’in bize yaptığı ufak oyunu anladık.meğer önceki haftanın çözümünü (sağda) kopyalamış.bayağı bir güldük ve öyle yapmayı düşünmüş olmasına da sevindik. geçen haftanın çözümü(efe’yide yazmaya çalışmış, ef’e kadar gelmiş, ama galiba bu işte bir tuhaflık olduğunu anlayıp, vazgeçmiş.)

işte böyle ömer’in maceraları. keşke ömer daha küçükken yazmaya başlamış olsaydım. şimdiye kadar yaşananları unutmazdık. peki nuray ve rabia teyzesi, çizim uzmanları olarak ömer’in çizimlerini nasıl buldunuz? acaba annesinin çok isteyipte başaramadığı bir işi ömer başarabilecek mi? ne dersiniz?